Genç Cumhuriyet’in yeni
fabrikaları peş peşe açtığı yıllarda açılır İzmit Kağıt Fabrikası. Osmanlı
İmparatorluğu’nun son dönemi ile Cumhuriyet’in ilk yıllarında ülkemizde
kullanılan kağıtlar, ithal edilen ve yurdumuzda işlenen kağıtlardır. Fransa’da
Grenoble Üniversitesi Fransız Kağıt Mühendisliği Okulu’ndan mezun olan genç bir
mühendis yurda döndükten sonra, ülkemizde kağıt sanayiinin kurulması için,
sabırla bu idealini gerçekleştirmek için çalışır. İsmi Cumhuriyet tarihine
yazılacak olan bu genç mühendis Mehmet Ali Kağıtçı’dır.
MEHMET ALİ KAĞITÇI’NIN
ÇABASI
Yerli kağıdı üretecek
modern bir kağıt fabrikasının kurulması, İzmit Kağıt Fabrikası’nın kuruluşundan
önce 1930’larda gündeme gelir. Mehmet Ali Kağıtçı’nın uğraşları sonuç verir.
Önce Tekel Bakanlığı’nın ihtiyaçlarını karşılamak için bir kağıt fabrikası
kurulması düşünülür.
Ancak böyle bir
fabrikanın mutlaka zarar edeceği yolunda yazılar yazılıp karşı bir kamuoyu
oluşunca hükümet dosyayı kaldırır. Yerli kağıt üretimini destekleyenlerin
itirazları yükseldiğinde konu Atatürk’ün masasına gelmiştir. Başbakan İsmet
İnönü ve bakanlar ile yapılan bir toplantı sonucunda hükümetin elindeki
verilerle böyle bir fabrikanın başarılı olamayacağı sonucuna varılır. Ve
Atatürk, “Cumhuriyet Hükümetinin kuracağı bir fabrikanın zarar etmesi kötü
örnek olur. Ümit kırar. Bırakalım” der. Bir süreliğine bu konu kapanmıştır...
O günlerde İş
Bankası’nın başında bulunan Celal Bayar, böyle bir fabrikanın zarar
etmeyeceğine inanmaktadır. Mehmet Ali Kağıtçı Ankara’ya çağırılır. Bayar
kendisini dinler ve karar verir; kağıt fabrikası kurulacaktır. Ülkemizde kağıt,
karton, ambalaj kağıdı, gazete kağıdı ve sigara kağıdı üretecek bir fabrikanın
projeleri Mehmet Ali Kağıtçı’nın yönetiminde hazırlanmaya başlanır.
Bir süre sonra Celal
Bayar İktisat Bakanı olur ve kağıt fabrikası projesini kurulacak olan
Sümerbank’ın, yani devletin üstlenmesini uygun görür. 3 Haziran 1933’te
Sümerbank kurulur. Birinci Sanayi Planı’nda yer alan kağıt fabrikası için
çalışmalar başlar. Mehmet Ali Kağıtçı Sümerbank’ta işbaşı yapar. Ve kağıt
fabrikası için uygun yer aranmaya başlanır. Bir kağıt fabrikası için gerekli
alt yapının; kömürün, suyun ve işçinin bulunduğu ve gerek ham maddenin gerekse
de mamul maddenin en kolay nakledileceği kent olarak, İzmit seçilir.
İzmit Sümerbank Selüloz
ve Kağıt Fabrikası’nın temeli 14 Ağustos 1934’te Başbakan İsmet İnönü
tarafından atılır. Fabrikanın tesisi için kuruluş hazırlıkları, bizzat daha
sonra fabrikanın müdürü olacak olan Mehmet Ali Kağıtçı tarafından yürütülür.
Toplam değeri 30.400 lira olan ve 121.864 metrekare arazi üzerine kurulacak
olan İzmit Kağıt Fabrikası, iki ana birimden oluşacaktır: Kağıt fabrikası ve
mekanik hamur ünitesi. Ayrıca güç santralı, hizmet binaları, kazan dairesi ve
tamirhane gibi bölümler de fabrika ek binaları olarak inşa edilecektir.
1936’DA AÇILDI
SEKA'nın kurucusu Mehmet Ali Kağıtçı'nın objektifinden, fabrikadaki 1 numaralı kağıt makinesinin kurutma kısmı.
Gelelim ilk üretilen
kağıdın öyküsüne. 1930’lu yılların Türkiye’sinde ekonomik koşulların güçlüğüne,
olanakların kısıtlılığına rağmen başarılan bu üretim, gerek izmit’te gerekse de
bütün yurtta büyük bir sevince neden olur. Cumhuriyet’in İlk kağıt fabrikası
olan İzmit Kağıt Fabrikası’nda üretilen ilk kağıdın öyküsünü o günün
tanıklarından birisi olan Cevdet Baysal’dan aktaralım. 1 Mayıs 1966 tarihli
‘Seka Postası’nda “ilk Türk Kağıdı Nasıl Çıkmıştı?” başlıklı yazısında Cevdet Baysal,
o günü şöyle anlatıyor:
“O gün bir Cumartesi
idi. Kağıt fabrikamızın kurucusu ve ilk müdürü Sayın Mehmed Ali Kağıtçı, bana
müjdeyi birkaç gün önce vermişti. Müjdeyi alır almaz, İstanbul’da çıkan Cumhuriyet,
Son Posta, Vakit, Milliyet, Ankara’da Hakimiyet-i Milliye (Ulus) gazetelerine,
‘Kağıt fabrikası ilk tecrübe imalatına Nisan’da başlıyor" diye haber vermiştim.
Anadolu Ajansı da haberi yayınlamıştı.
VE İLK KAĞIT
18 Nisan 1936 Cumartesi
günü, ilk Türk kağıdına saat 15.03’te kavuşmuştuk. Mütevazı bir tören
yapılmıştı. Bu törende o zamanki Kocaeli Valisi Hamit Oskay, Belediye Başkanı
rahmetli Kemal Öz, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı rahmetli Nail Töre, Mehmed Ali
Kağıtçı, Dr. Heller, Sefa Ülgen ve şehrin ileri gelenleri bulunmuştu. Herkeste
bir heyecan vardı. Kağıt hamurları keçelerin üzerinden su halinde geçerken, bu
sulu madde nasıl kağıt olacak diye merak içindeydi.
"Beyaz beyaz, çarşaf
çarşaf kağıtlar bobinlere sarılırken o buhar dumanının içinde gözlerde sevinç
yaşları vardı. Davetliler Mehmed Ali Kağıtçı’yı tebrik ediyordu. İlk Türk
kağıdını alıp yüzüne gözüne sürüyor, hatıra olarak saklıyordu. İlk Türk kağıdı
70 gramlık mat bir kağıttı. Üzerine şöyle yazmıştım: İzmit 18 Nisan 1936 saat
15.03 ilk kağıdımıza kavuşma hatırası.”
Gazetelerde İzmit’te
üretilen bu ilk yerli kağıt üzerine haberler yayınlanır, köşe yazarları
köşelerini bu müjdeli habere ayırır. Bunlardan biri de Peyami Safa’dır. 21
Nisan 1936 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan ‘Kağıt’ başlıklı
makalesinde şunları yazar Peyami Safa: “İzmit Kağıt Fabrikası iki gün evvel
yerli kağıdı çıkardı. Ekmeksiz yaşaması mümkün olduğu halde kağıtsız yaşama
imkanı olmayan meslek için, yani mesleğimiz için 18 Nisan bîr kağıt bayramı
günü sayılmaya değer. Kağıt bizim her şeyimizdir. Bütün bilgimizi onunla aldık,
gene onunla veriyoruz. Kağıdın aziz delaleti olmasaydı ne öğrenebilir ne de
öğretebilirdik; ne haber alabilir ne verebilirdik. Kağıt medeniyetin derisidir,
İzmit Kağıt Fabrikası’nda yeni Türk kültürünün nesci (dokusu) dokunuyor”
Atatürk’ün îzmit Kağıt
Fabrikası’nda üretilen yerli kağıtta basılan 19 Mayıs 1936 tarihli Ulus
gazetesinin bayram ekini incelediğinde söylediği şu söz, izmit Kağıt Fabrıkası’nın
bunca yıllık tarihinin belki de özeti idi: “Medeniyet hamuru...”
SEKA PARK
80'li yıllarda dünyanın
ilk 100 kâğıt fabrikası arasında gösterilen SEKA, sermaye yetersizliği yüzünden
üretim maliyetlerini düşüremedi. Siyasi müdahalelerin ağırlığıyla da mücadele
etmek zorunda kalan SEKA'nın sorunları Akdeniz, Afyon, Balıkesir ve Kastamonu'da
açılan diğer fabrikalarla daha da arttı.
Eskiyen teknolojisi ve istihdam
fazlasıyla da günümüz rekabetçi dünyasında kendine yer bulmakta zorlanan SEKA
Kâğıt Fabrikası, özel sektörün de gerisinde kaldı. İlk olarak 1991 yılında
özelleştirme kapsamına alınan SEKA'nın 10 fabrikasından 6'sı özelleştirildi. 14
Eylül 1998'de Özelleştirme Yüksek Kurulu İzmit'teki merkez fabrikayı da
özelleştirme kapsamına alarak Anonim Şirketi'ne dönüştürdü, ancak gelen
tepkiler üzerine geri adım attı. 2000'li yılların başında fabrika yılda
ortalama 35 milyon lira zarar eder hale geldi.
Türkiye'deki kâğıt üretiminin
ancak yüzde 4'ünü karşılayabilen SEKA'nın en yeni makinesi 45 yaşındaydı ve
çevre kirliliğine sebep oluyordu. 8 Kasım 2004 tarihine gelindiğinde ise 3'üncü
bir kararla tesisin kapatılması ve Büyükşehir Belediyesi'ne devri
kararlaştırıldı. Daha önce SEKA'nın özelleştirilmesini isteyen siyasilerin de
destek verdiği eylemler yapıldı. Ancak 1 Şubat 2005'te fabrika alanı tamamen
Büyükşehir'e devredildi. Büyükşehir Belediyesi ise Türkiye'nin en büyük eğlence
ve dinlence alanlarından birini buraya kurarak kente kazandırdı.
Eğer yaz aylarında İzmit'te bulunursanız muhakak Seka Park'a gidip önce deniz kenarında bir yürüyüş yapmanızı ardından denize karşı oturup çayınızı yudumlamanızı en sonunda da kalkarken hatıra olsun diyerek bir selfie çekmenizi ihmal etmeyin derim :) Hadi iyi gezmeler :)












Hiç yorum yok:
Yorum Gönder